KEMALİYE KÖYÜNDEN YAŞANMIŞ ÖYKÜLER
 

Öykü Defterini Oku

 

Öykü Defterine Yaz

KASAP MUSTAFA

Eklenme Tarihi: 9/6/2014

  Yil 1935 babasida kasap olan Mustafa Keser baba meslegi kasapligi devam ettirirken askere çagrilir. O zamanlar Alasehirde Askerlik subesi yoktur en yakin Askerlik subesi SALIHLI'dedir. Asker adaylari belli birgün tespit edilir o gün trenle birliklerine gönderilirlermis. Fakat Kemaliyede ( Mendore) zeki geçinen birisi Mustafaya akil verir Dagitim gününden 2-3 gün sonra git teslim ol biriki tokat yersin ama belki güzel bir yere gidersin der... Mustafa denileni yapar 2-3 gün sonra Salihli Askerlik subesine gelir Hayrola sende kimsin derler ben Mustafa keser Askere acemi birligi dagitimi için geldim der. Sube Yüzbasisi Mustafayi bir güzel pataklar Ulan tren gitti bir dahaki dagitim 2 hafta sonra der.Neyse sen burada biraz bekle der 2-3 gün sonra Yüzbasi Subedeki askerler ve dagitima gecikmis 3-5 diger askleride toplar içinizde berber varmi der Mustafa bakar kimseden ses yok buda kasaplik yapmis ya koyun kirkmaya (tras) yabanci degildir Büyük bir cesaretle ben varim der... Eline bir tras makinesi verirler o gün bütün askerleri bastan sona tras eder. Ikinci posta askerlik için gelen yeni askerlerin içinde baska berberde çikmayinca Mustafaya derler tamam sen bize lazimsin ve onu dagitima göndermezler MUSTAFA böylelikle sansi yaver gider ve Askerligi Salihlide bitirir. Uygulanan plan ise yaramistir. Üstelik Komutan Mustafa'nin baglari oldugunu ögrenince cumadan izin verir Mustafa at'la dereköy üzerinden her hafta Kemaliye'ye gelir Iki keleter üzümle pazar aksami Salihliye döner ve Askerlik sonuna kadar bu sekilde günleri geçer gider .3 yilda askerligini Salihlide yapar.Kendisi1999 vefat eder. Allah rahmet eylesin Mekani cennet olsun.

Yazan: Hasan KESER

5055536961


DÖNME AYSE

Eklenme Tarihi: 3/26/2014

  Yil- Eylül 1920 Kurtulus savasi kazanilmis Pendohoryadaki yunanlilar Yunan askerleriyle birlikte köyü terketmekteler fakat 17-18 yaslarindaki tek bir yunan kizi Köyü ve Türkleri o kadar çok seviyormuski Yunanistana gitmemek için Müslüman türklerinde yardimiyla saklanmis Hatta kizin erkek kardesleri silahlariyla kizi aramis bulamamislar bulsalar öldüreceklermis. Ve bu müthis cesaret abidesi genç kiz Müslüman olarak AYSE Adini almis. Daha sonra Sandalli Haci Mehmet AGA ile evlendirilmis.Haci Ömerin Hanimi-Yesilin Hanimi-Bacak Osmanin Mehmet Eminin Hanimi-Zirtlan Mustafa-Afacan Ahmet-Çakir Nuri olmak üzere Alti tane evlatlari vardir. Dünyada kaç tane insan adini DÖNME AYSE Diye tarihe yazdirabilmistir. Bu Öyküyü Kemaliyenin büyüklerinden dinlerken ayri-yazarken ayri tüylerim diken diken oldu. Nur içinde yat.

Yazan: hasankeser

505 553 69 61


MUHTAR ILLIE

Eklenme Tarihi: 3/26/2014

  Kurtulus savasindan önce Pendohoryada Yunanlilarla Türkler birlikte Yasiyorlardi.Yunan asillilar türklerden fazla olduklari için Muhtarligi yunan ILLIE yapiyordu. Muhtarlik binasi Simdiki asfaltin güneyinde Büyük Hanin yanindaydi. Aza-Yardimci konumundaki Cagak Halil AGA -Madi Dayi- Çakir Dayi gibi Türklere her cuma izin veriyordu.( Cuma namazina gidebilsinler diye. ) Yine bir cuma günü çarsida namaz saatinde kahvede domino oynayan müslüman gençleri görünce eline bir sopa alir öyle bir azarlar ve kovalarki bizim gençler abdest bile almaya vakit bulamadan namaza dururlar. Arkalarindanda cuma siz camiye pazar biz kiliseye diyede homurdanir.

Yazan: Hasan KESER

505 553 69 61


SIGIRTMAÇLARIN OSMAN!

Eklenme Tarihi: 5/5/2013

  Yoklugun gözü kör olsun. Bir esek yükü odun için uçup gitti, Sigirtmaçlarin Osman! 1977 yilinin bir Cuma günüydü. O gün ise gidememisti Osman. Kaya gibi sert, güçlü, hissediyordu kendini… Issizlik duygusu bir kurt gibi kemiriyordu beyninin her tarafini. Bir de yeni evliydi Osman Agabey. Esine, babasi Ömer dayiya ve annesi Ayse teyzeye karsi sorumluluklari vardi. Genç ve miskin bir damat gibi davranmak istemiyordu. Bari ögleye kadar daga gidip bir yük odun getireyim eve dedi kis için. Her zaman iyi niyet, iyi sonuç verir mi bilinmezdi.
Sabah is kiyafetlerini giydi, esegini iyice doyurdu, saman ve yemle. Tahrasini bakti keskin mi diye. Nevriye’ si, bir parça peynir koydu ekmek torbasina. Soganini ve bir dürüm yufkasini da eksik etmedi, koydu çikinina. Osman’im susayinca kana kana içsin diye plastik bir bidon su da kativerdi heybesinin gözüne. Ugurladi kocasini odun yoluna, çarçabuk geri gelsin diye de içinden dua ediyordu Nevriye baci. Neseli çikilan yolculuga ne denir? “Hayirlisiyla sag salim git ve sag salim geri gel!” denir. Öyle dedi Nevriye gelin. Ellerine yaktigi kinalar daha solmamisti. Ayri kalmayi hiç mi hiç alisik degildi. Osman’i yanindan ayrilmasin istiyordu ama kislik bir yük odun da fena sayilmazdi. Üç dört saatlik ayriliga da bir sey diyemezdi.
Akraba oldugumuzu animsiyorum çocuk aklimla… Karaçavus dedem ve Ömer dayinin konusmalarindan bu sonuca varmistim. Bu düsüncelerle de Osman Agabeyime karsi farkli hisler besliyordum yüregimde… Simdi önem arz etsin diye ifade etmiyorum bunlari. Dedemle birlikte sürülerini otlatirken sesinin yanik oldugunu da içtenlikle söyleyebilirim.
Türkü söyleyerek düstü patika yollara. Alisikti bu dag yollarinda eseginin semeri üstünde yol almaya. Elindeki ucu sivri degnegi ile de semerin ön kismindan, esegin ön ayaklarinin boynuyla birlestigi noktasina yelecek sekildi dürtüyordu, esegi hizli gitsin diye… Bu hareketi siklikla yapinca hayvanin cani yandigi için arka çiftelerini geriye dogru savurmasiyla birlikte rafana kalkmasi kaçinilmaz oluyordu. Vardi Osman daga. Eliyle koymus gibi buldugu dikenli dag odunlarini kesmeye koyuldu, soluk soluga kaldigini aldirmadan. Iki saat gibi bir sürede iki denklik odunlari kesiverdi Osman. Serde Yörüklük de var ya yoruldugunu hiç hissetmedi. Esinin torbasina koydugu yiyeceklerden bile hiç yemeden sardi esegin semerine odunlari. Yükü kolay bosatmak için semerden, küçük kazigi da kullandi urganlarla odunlari baglarken. Evlerinin önüne gelince çekip çikarinca kazigi; saga ve sola dogru döküleceklerdi odunlar, esegin ayaklarinin hemencecik yani baslarina…
Düsünülenler güzeldi, hava güzeldi, kesilen odunlar Yunus’un odunlari gibi dümdüzdü. Düz olmayan bir tek dönüs yoluydu. Yol, keçi yoluydu. Yani dardi, uçurumdu. Kaçinilmaz esegiyle birlikte eve dönüs yolu olarak bu yol kullanilacakti. Baslangiç da kötü sayilmazdi dönüs için. Dar ve gevsek malzemeli o yere gelinceye kadar her sey dört dörtlüktü. Mal canin yongasidir derler ya Osman agabey için de öyleydi. Esegin dengesini saglamak için esegin hemen yaninda bir eliyle odunlari tutuyor; diger eliyle de hayvanin kalçasini adeta yalvarircasina hafifçe vurup geçislerini hizlandirmak istiyordu. Biran önce eve gelip dusunu alacak ve Cuma Namazi’na yetismeyi düslüyordu. Ne olduysa oldu iste. Esegin tökezlemesiyle güzel olan her sey altüst oldu. Ya hayvanindan vazgeçecekti Osman agabey ya da hayvanini kurtarmak için onunla birlikte uçurumdan yuvarlanacaklardi. Çanakkale Sava-si’ndaki gibi oldu sonlari… Uçurumlardan düsen Mehmetçikler gibi oracikta can verdi esegiyle Osman agabey. Kis günü yakip isinmak için gidilen odundan dönülmedi. Uçurumun dibinde son nefeslerini verdiler karakaçan diye de anilan esegiyle… Kara haber tez duyuldu atalarimizin dedigi gibi… Ana ve baba yüregi dayanir mi bu evlat acisina… Doyamadan uçup giden sevgilinin yoklugu kabullenilir mi hiç… Dahasi, dahasina yazmaya elim varmiyor, benim yüregim dayanmiyor söylemeye, göz pinarlarim müsaade etmiyor ki; ana rahmine düsen bir kizinin oldugunu haykirayim. Osman Agabey, zaman yitirilmeden geldigimiz yere, kara topraga agitlar yakilarak defnedildi. Rahmetlinin kizi Ayse KAYA, -Alasehir-Kemaliye’den uzaklarda Çorum’da ögretmenlik görevimi yaparken- büyümüs ve Hemsire çikmis. Babasinin soyadini “KAYA” gibi yasattigindan emin olmanin mutlulugu ve hüznünü yasiyorum bu gece. Amcasi Ahmet KAYA’NIN verdigi bilgilerle yazma yetimi kullandim. Huzur içinde yat Osman Agabey.
Ruhun sad olsun. ( 04.05.2013 )
Yazan: Mustafa GÜNGÖR
Eti Anadolu Lisesi
Türk Edebiyati Ögretmeni
ÇORUM

Yazan: Mustafa GÜNGÖR

505 553 69 61


SAFSATA ÇAGI

Eklenme Tarihi: 9/18/2010

  20 Temmuz 1969 da Aya ilk ayak basildiginda radyo ajanslarinda heyacanli anlatim baslamiştir.Ayni hafta Manisa-Alasehir-soganli köyünde imam cuma hutbesinde sayin cemaati müslimün bunlara sakin inanmayin bunlar tamamen SAFSATADIR diye vaaz verir. Kemaliye kasabasindan evli (enistemiz) Ahmet Özkan askerden yeni gelmis aksam yemegi esnasinda radyo ajanslarindaki bu haberi heyacanla ailesiyle paylasmak isterken köyde yasayan agabeyi yahu birader o kadar Salihli de yasadin kaldirim çignedin ama bosuna çignemissin sendemi bu Amerikan gavurunun aya gittigine inaniyorsun diye çikisir. Not: Askerden önce Ahmet Özkan salihli'de terzilik yapmis, yil 2011 hala yapmaktadir. Yillar sonra Ahmet eniste bu anisini bizimle paylasti kendisine uzun ömürler sonsuz tesekkürler

Yazan: Hasan Keser

505 553 69 61


ÇETE OMAR' in MISIR

Eklenme Tarihi: 9/10/2010

  Zeki oglu Mehmet Cengiz nisanlisi ile haci Habip'e bayram ziyaretine gelirler.ogul Hasan Keser mehmet ve nisanlisina ilerde çocuklariniza anlatirsiniz diye Kemaliye ile ilgili bir hikaye anlatir. Kemaliyede dügünlerde çanakta içki içmeye alistirilmis (Çete omarin misir) adinda bir hindi vardir.Davul her çalisinda evinden çikar mutlaka dügün evine ulasir.Bunu bilen köy halki hemen rakiyi çanaga koyar hindiye sunarlarmis. Birgün yine bir dügünde hindi rakiyi fazla kaçirinca ölmüs. Mehmet eve dönünce ilgiyle dinledigi bu hikayeyi babasina anlatir.Babasi ve annesi çaktirmadan sessizce gülerler. Mehmet sasirir neden güldüklerini sorar. Zeki cengiz oglum o hindinin öldügü dügün bizim dügündür der.

Yazan: Hasan Keser

505 553 69 61


ZEKA TESTI

Eklenme Tarihi: 9/10/2010

  Yil 1967 haci kasap(mustafa keser)yavan çesmesinin arkasinda ilkokul md Ali Bozdag ile birlikte otururlar torunu hasani çagirir müdür benim bu torun çok zeki bunu okula al der (fakat yasi tutmaz)Ali Bozdag o yillarda uygulana zeka testine baslar.Çocuk tavugun kaç ayagi var? (2) pekii devede kaç nal var?(hasan baglarinin yanindaki eski ipek yolundan geçen develeri sürekli görmektedir)devede nal olmaz der. md. Haci tamam yarin getir kayit edilsin der. Hasan 2010 yilinda 43 yil sonra tesadüfen Ali Bozdagla karsilasir elini öper bu aniyi onunla paylasir.uzun uzun Mustafa Keser diger anilarla yad edilir.

Yazan: Hasan Keser

505 553 69 61


KEÇI VE MADI

Eklenme Tarihi: 1/4/2009

  1919 Yilinda simdiki yukari caminin yerinde tek katli bir Yunan Karargahi vardir. Bir sabah Yunan bayraginin yirtilmis parçalanmis oldugu görülür. Çilgina dönen yunan askerleri 18 yaslarindaki Mert, Yagiz ve Gözükara bir delikanli olan zaman zaman yunan askerlerini tasa tutan MADI'den süphelenirler. Sorguya alinip Falaka faslindan sonra birakilir. Ertesi gün ayni hadise tekrar edilince bizim MADI yine dayagi yer. 3.gece nöbet beklenir. Bunu yapanin damin üstüne ziplayarak çikan bir Keçinin yaptigi görülür. Bizim MADI yedigi (Beyhude) dayakla Tarihe geçer.

Yazan: Hasan Keser

505 553 69 61


RUKIYE HANIM

Eklenme Tarihi: 1/4/2009

  Düsman, Salihli-Ahmetli sirtlarina dayandiginda, Alasehir Kaymakami Bezmi Nusret Bey, Çevresindeki ekabir takimini toplayarak uzun görüsmelerden sonra gönüllü Çeteler olusturmaya karar vermislerdir.
50 -60 kisilik Takimlar halinde kisa bir egitimden geçirilerek cepheye sevk edilmislerdir. Bu ekibin içinde komsu köy MANAVLI dan da bir gönüllü vardir üstelik BAYAN dir. Cephede geri planda görev vermek istemelerine ragmen inatla en ön safta çarpismis tarihe geçmistir.

Yazan: Hasan Keser

505 553 69 61


Sayfa : 1 Toplam 9 Mesaj bulunmaktadır.

Admin Paneli